Akın Karagöz | Adobe Certified Student

cogtum

10.SINIF TÜM ETKİNLİKLER
TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR (Yerkabuğunun Ana Maddesi Kayaçlar)
Tortul Kayaçların Oluşum EvreleriSad Ders kitabı sayfa 9daki resim 9–10-11-12 üzerinden gösterilerek açıklanacak.
1-Ayrışma – Daha önce var olan kayaçların hava, su, ısı, basınç etkisiyle fiziksel, mekanik ve kimyasal yollarla aşınması, parçalanması, ufalanması ve dağılması aşamasıdır.

2-Taşınma; Hava, akarsu, dalga ve akıntılar, rüzgâr, buzul etkisiyle yer değiştirme ve bulunulan ilk yerden uzaklaştırılma,

3-Çökelme –tortullaşma, Birikme-depolanma; dış kuvvetler tarafından taşınan maddelerin sulu ve susuz ortamlarda toplanması ve eriyik haldeki maddelerin çökelmesi aşamasıdır.

Sulu ortam: deniz, göl, akarsu, bataklık, haliç, lagün, kıyı, delta. Susuz ortam: çöl, dağ, etek ve yamaçları

4-Taşlaşma; Parçacık ve minerallerin bir bütün olarak bir arada tutulması (çimentolanma, sıkışma, kristalleşme)( Diyajenez)
Kayaç döngüsü: Yerkabuğunda önceden oluşmuş kayaların belli koşullar ve etkenler altında başka tür kayalara dönüşmesi veya eriyerek mantoya karışması olayına “ Kayaç Döngüsü” adı verilir.

Küçük kayaç döngüsü: Bir kayanın başka bir kayaya döndükten sonra tekrar aynı kayaya dönmesi olayıdır. Örnek: Katılaşım Kaya ----- tortul kaya ----- Katılaşım kaya,


Büyük kayaç döngüsü: Magmanın soğuması ile Katılaşım kayaların oluşması,--- Bunların ayrışıp çökelmesi ile tortul kayalar,---- sıcaklık ve basınç altında değişmesi ile başkalaşım kayalar, --- bunların erimesi ile magma oluşumu ve tekrar soğuyarak Katılaşım kayaların oluşması olayına denir.( Sayfa 13- Şekil 17 açıklanacak)
Levha Hareketlerinin etkisi: Depremler ve Volkanizma, sıcak su kaynakları
Sınıf içi etkinlik:
Ders kitabında sayfa 18- harita 2 nin çizimi, bunun üzerine dünyadaki volkan(Harita–4), deprem kuşaklarının işlenmesi (Harita–3) ve bu kuşaklarının birbiri ile ilişkililerinin yorumlanması ve açıklanması.
Bu haritanın incelenmesinden çıkan sonuçlar;
Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında yoğunlaştığı görülmektedir. Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik alanlarda genel olarak aynı dağılışa uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip etmektedir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve kırıklarla parçalanmıştır.
Sayfa -20 Etkinlik:
Bazı su kaynakları neden sıcaktır? Sorusu sorularak cevaplar alınacak ve sıcak su kaynaklarının oluşumu açıklanacak.
Sıcak su kaynakları: Bu sular gerek yeryüzünden yeraltına doğru derinlere doğru sızarak inen gerekse de magmadan hâsıl olan (jüvenil) sulardır.
Oluşumları: yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. ( Magma Sokulumları) Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar inerek burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşması sonucu sıcak su kaynakları oluşur.
Gayzerler ise yeryüzünün fıskiyeleridir. Yerin derinlerinde aşırı ısınan sular buharlaşır ve su buharı basıncı üstlerindeki suları itecek kadar yükselince bu su fışkırma şeklinde dışarı atılır. Fışkırma bir süre sonra basıncın azalması ile durur ve derinlerdeki su buharı basıncı artana kadar kesilir. Basınç artınca tekrar fışkırma oluşur. Bu fışkırma ve durmalar periyodik olarak devam eder.
Not: Gayzerlerin en iyi örnekleri İzlanda ve Yeni Zelanda’da Volkanizma sonrası faaliyet olarak gözlenmektedir.
Çevrenizde sıcak su kaynağı var mı? Varsa nasıl faydalanıyorsunuz? Sorusu yöneltilerek, cevaplar alınacak,
Yaşadığımız bölge ve ilin ülkemizin sıcak su kaynakları yönünden en zengin alanlarından biri olduğu ve Keramet köyü’ndeki ılıca, Yalova Termal Kaplıcaları, Bursa merkezdeki kükürtlü, eski, yeni, Çekirge vb kaplıcaları, İnegöl Oylat, Armutlu kaplıcaları gibi. Örnekler açıklanacak. Bunlardan hem banyo amacıyla, hem hastalıklara şifa amacıyla hem de turizm alanında faydalanıldığı açıklanacak.
Sayfa- 21 Etkinlik:
1-Dünya fay haritası ile sıcak su kaynakları haritası arasındaki ilişki:
İki harita sırasıyla gözlenecek ve arasında sıkı bir bağ olduğu açıklanacak, özellikle sıcak su kaynaklarının fay hatlarında sıralı olduğu belirtilecek ve oluşumları ile fay hatları arasındaki ilişki haritalar ile pekiştirilecek.
2- Dünya siyasi haritasından faydalanılarak dünya sıcak su kaynakları haritasında boş bırakılan alanlar tamamlanacak.
Sayfa 22- Etkinlik: 1- Sayfa 19 da bulunan dünya volkanların dağılışı ile sayfa 21 de bulunan sıcak su kaynakları haritası ilişkilendirilecek, sıcak su kaynaklarının önemli bir kısmının da volkanik alanlar da bulunduğu açıklanacak. Ancak tüm sıcak su kaynaklarının volkanik sahalarla örtüşmediği açıklanacak, bazı sıcak su kaynaklanın volkanik sahalarda olmadığı ve oluşumunu tek başına volkanizma ile açıklanamayacağı belirtilecek.
2- Harita -7 üzerinde sıcak ve soğuk su kaynaklarının işaretlendiği alanlar gözlenecek. A- noktalarındaki su kaynakları kıtaların sabit kısımlarında yer aldığı ve faylanma ve volkanik olayların yoğunlaştığı levha sınırlarından uzakta bulunduğu ve tektonik hareketlerin devam etmediği alanlarda bulunduğu için sularının soğuk olduğu açıklanacak. Buna karşılık, C,D,E noktalarının ise aktif fay hatları ve volkanik olayların yaşandığı levha sınırlarında bulundukları için buralarda sıcak magma etkisiyle ısındıkları açıklanacak.
Sayfa 22- Tablo 7- ve şekil 8 incelenecek ve boşlukları doldurulacak.
Doğadaki Üç Unsur: Su Kaynakları,
Sayfa 28- Hazırlık Çalışmaları:
1- Çevrenizde hangi su kaynakları bulunmaktadır?
Denizler, Göller, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır.
2- Yeryüzündeki başlıca su kaynakları nelerdir? Bunlardan çevrenizde bulunanlar hangileridir?
Yeryüzünde Okyanuslar ve Denizler, Göller, Barajlar, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır. Ancak yakın çevremizde bunlardan okyanuslar bulunmamaktadır.
Sayfa 28-Etkinlik:1- Su kaynaklarının hepsi birbiri ile yakın bir ilişki içinde olup, su döngüsü ile birbirine bağlıdır. Su döngüsü ile birbirlerini beslemektedirler.
2- Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.

3- Dünyadaki yeraltı ve yer üstü su kaynakları su kaynakları kavram haritası:
Sayfa 29- Etkinlik: Dünyada suların dağılımı grafikleri ve tatlı su dağılım haritaları incelenecek;
Not: Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır.
Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
1- Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.
2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.
3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır.
Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir.
4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.
Örnek: Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir.
Sayfa: 30 – etkinlik:
1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.
2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı: 1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50), 2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29), 3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.
3- Okyanus isimleri sayfa 30- harita 2- üzerine yerleştirilecek.
4- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,
5-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karalar güney yarımküreden daha fazladır.
Sayfa–31 de yer alan performans ödevi öğrencilere verilerek göller konusuna geçilecek.
Sayfa- 36- Etkinlik çalışması:
1- Yeraltı sularını besleyen kaynaklar: 1-Yağışlar, 2-Akarsular ve göller, 3-Eriyen kar ve buz sularıdır.
2- Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme, memba, pınar)denir.
3- Kaynak sularının kalitesi, suyun geldiği yerdeki kayanın kimyasal özelliğine bağlıdır. Silisli kayalardan çıkan kaynak suları, çözünmüş kireç içermediği için içme suyu olarak kullanılmaya uygundur. (Örneğin Uludağ, İzmir, Tokat, Niksar olduğu gibi). Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, jipsli arazilerden çıkan kaynak suları acı olduğu için içme suyu olarak kullanılmaya elverişli değildir.
4-Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.
5- Yeraltı sularının önemi: 1- İçme ve kullanma suyu temininde, 2- Yarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması, 3- Sağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır. 4- Kültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Oluşumu ( Toprağın Hikâyesi)
Sayfa- 38- Hazırlık çalışmaları.
1- Yeryüzünde farklı renklerde toprakların bulunmasının nedenleri?
Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.
Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.
Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.
Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir.

2- 1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?
Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.
Sayfa: 39- Ders içi etkinlik:
1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?
Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar.
2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?
Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir.
Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir.
Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir.
3-Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık faklarının fazla olması bu tür çözülmeye yol açmaktadır.
4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.


Sayfa- 40- etkinlik:
1-Grafiklerden birincisi- yıllık yağış miktarı çok, kurak mevsim yok, azami yağışlar sonbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları azdır. Kışları ılık ve yazları fazla sıcak değildir. Bu özelliği ile Karadeniz İklimi ( Ilıman Okyanusal) grafiğidir.
İkinci grafikte yıllık yağış miktarı oldukça az, yaz ayları kuraklık var, azami yağışlar ilkbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları oldukça fazla, kışları sıcaklıklar oldukça az, yazları ise sıcaklık fazladır. Bu özelliği ile Karasal iklim (Orta Kuşak Step) grafiğidir.
2- Bun bölgelerde toprak oluşumu etkileyen en önemli faktörler iklim, bitki örtüsüdür.
3- Toprak oluşumunu etkileyen faktörlerde üzerinde ayrıntılı açıklama yapılacaktır.
4-Birinci bölge Karadeniz ikliminde kimyasal ayrışma n plandadır. Çünkü burada yıllık sıcaklık farkları az, ayrıca yıl boyu bol yağış vardır.
İkici bölgede fiziksel ayrışma fazladır. Çünkü yıllık sıcaklık farkları fazladır. Yağış azdır ve yıla eşit dağılmamıştır.
Sayfa – 41- Etkinlik: 1-A bölgesi eğimli ve ayrışan iri parçalar bitki ve canlılar tarafından yeterince ufalanamadan taşınmaktadır. B bölgesinde ise arazi düz toprak sabit taşınamamakta, canlı ve bitkiler daha fazla ayrıştırmakta ve ince malzemelerden oluşmaktadır.
2- A bölgesinde eğim fazla ayrışma yeterince olamamakta, bitkilerin tutunması zor olmakta, B bölgesi ise düz bir yapıda ayrışan malzeme taşınmamakta yerinde kalmakta ve daha kalın kalmaktadır.
3- A bölgesi daha yüksek ve nem azdır. A bölgesinde günlük sıcaklık farkları fazladır.
Sayfa- 42- Etkinlik: 1- Toprağın üst kısmında organik madde olmasından dolayı.
2-A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.
3- Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği kısımlardır.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Türleri
Etkinlik Çalışması: 1-
İklim Bölgesi

Bitki örtüsü

Toprak tipi
Ekvatoral iklim

Ekvatoral ormanlar

Laterit
Akdeniz İklimi

Maki

Terra Rossa
Nemli serin ( Ilıman Karasal)

İğne yapraklı orman( Tayga)

Podzol
Tundra

Tundra bitkileri

Tundra toprakları
Yarı kurak ( Karasal –Step)

Bozkır

Kahverengi ve kestane renkli top.
Okyanusal İklim

Geniş yapraklı ormanlar

Kahverengi orman toprakları
Çöl İklimi

Çöl bitkileri

Çöl toprakları
Karasal- yarı nemli ( serin)

Çayır

Çernezyom
(Doğadaki Üç Unsur) Bitkilerin Özellikleri ve Sınıflandırılması
Etkinlik- Dünyada bitki örtülerinin dağılışı haritasının incelenerek aşağıdaki soruları cevaplanması istenecek.
1-Akdeniz kıyılarında yetişen maki bitkileri niçin Avustralya’da ve Güney Afrika’da Kap bölgesinde yetişmektedir?
— Bu alanların ortak özelliği dünyada 30–40 enlemleri arasında görülen, yazı kurak karakterli yarı kurak Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlardır. Maki bitkileri bu iklime uymuş ve bu iklimin karakteristik bitkileridir. Dolayısıyla buralarda aynı iklim şartlarının görülmesi asıl nedendir.

2- Dönenceler çevresinde bitki örtüleri neden çok seyrektir?
— Dönenceler çevresi özellikle 30 º kuzey ve güney enlemleri çevresi dünyamızda sürekli yüksek basınç sahalarıdır. Bu özellikten dolayı havanın sürekli alçalıcı özellikte ve uzaklaşıcı karakterde olması nemli havaların girmesine cephe oluşumuna engel olmakta ve buralarda yeryüzünün en kurak alanları olan sıcak çölleri oluşturmuştur. Çöl bölgeleri su yokluğu ve sıcaklık şartlarından dolayı bitki örtüsünün çok seyrek olduğu alanlardır.

3-Dünya bitki dağılışı haritasına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerler nerelerdir? Belirleyiniz.
Ekvatoral Bölge: Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır.
Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda, Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında, Asya’da Endonezya Adaları’nda görülür.
Muson Asyası: Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış miktarı 2000 mm. nin üstündedir.
Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya kıyılarında, Madagaskar’ın doğusunda, Avustralya’nın kuzeydoğusunda,
Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür.
Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları: Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık kıyılarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar. Ayrıca bu kıyılar batı rüzgârları ve sıcak su akıntılarının etkisi altıdadır.
Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında, Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında, Yeni Zelanda’da, Afrika’nın güneyinde, Avustralya’nın doğusunda, Tasmanya’da görülür.
Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.

Doğadaki Üç Unsur) Bitkilerin Dağılışı



YERYÜZÜNDEKİ BİTKİ FORMASYONLARI

AĞAÇ( ORMAN)
FORMASYONU

ÇALI FORMASYONU

OT FORMASYONU

1- EKVATORAL YAĞMUR ORMANLARI

2- MUSON ORMANLARI

3-ORTA KUŞAK KARIŞIK
ORMANLAR

4-ORTA KUŞAK İĞNE YAPRAKLI ( TAYGA)

1- MAKİLER

2- GARİGLER

3-PSÖDOMAKİLER

1-SAVAN

2-STEP ( BOZKIR)

ÇAYIR

TUNDRA



Dünyadaki su kaynakları

Yerüstü suları

Yeraltı suları ve kaynaklar

Akarsular

Soğuk su kaynakları



Tabaka Kaynakları

Yamaç Kaynağı

Artezyen Kaynaklar

Karstik Kaynaklar

Durgun sular

Okyanuslar


Denizler


Göller


Barajlar


Irmak ( Nehir)

Çay

Dere

Sıcak sukaynakları

Fay Kaynakları


Gayzer Kaynaklar


Vadi Kaynakları


Etkinlik: Bu açıklamalardan sonra dünyada bitki örtülerinin coğrafi dağılışı haritasından faydalanarak bitkilerin özellikleri ve yeryüzünde nerelerde yoğunlaştıkları dünya siyasi ve fiziki haritalarında yaralanılarak çıkarılacak.

Bitki örtüsü

Özelliği

Yeryüzündeki dağılışı
Ekvatoral Yağmur ormanları

Ø Sıcaklık ve nem koşullarından dolayı sık ormanlar gelişmiştir ve ormanlar her zaman yeşildir. Orman ağaçları çok gürdür(50–60 m). Balta girmemiş ormanlar olarak adlandırılır.
Ø İklime uyum sağlamak için terleme yüzeyleri geniş ve gözeneklidir.
ØAğaçlardan düşen dal ve yaprakların sıcak nemli ortamda çürümesi sonucu hoş olmayan bir koku etrafa yayılır.
Ø Bu ormanların görüldüğü yerler her mevsim yağışlı özellikte ve yıllık yağış miktarı 2000 mm ‘nin üstündedir.
ØBitkiler yayvan yapraklı ve yapraklarını dökmeyen ağaçlardır. Bitki çeşitliliği çok fazladır. Orman altı sarmaşık ve otsu bitkilerle(Liyan, Epifit) kaplıdır.
Orman altı florası da çok zengindir.

Ø Ekvatorun 10 kuzey 10 güney enlemleri arasında 1000m kadar yükseltiye kadar etkilidir.
Ø Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda ( Berzilya),
Ø Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında,
Ø Güney Doğu Asya Adaları (Endonezya ) belirgin olarak görüldüğü yerlerdir. Malezya, Endonezya, Filipinler, Papua Yeni Gine’de etkilidir.
Ø Avustralya’nın kuzeyinde görülür.

Muson Ormanları

Ø Muson iklim bölgesinde bulunan ormanlardır. Bunlar Ekvatoral ormanlar gibi gür ve sık ormanlardır. Ancak içinde yer alan tür sayısı bakımından ekvatoral ormanlardan fakirdir.
Ø Yıllık yağış miktarı 2000 mm civarındadır. Yaz ayları yağışlı, kış ayları kurak geçer. Yıllık yağışın % 85 ‘i yaz aylarında olduğu için yazın yeşil, kışın yaprak döken ormanlardır.
Ø Muson ormanlarının ağacı teak ağacıdır.
Ø Bitki örtüsü yağışların bol olduğu alanlarda kışın yaprağını döken muson ormanları, etrafında çalılar ve az yağış alan yerlerde ise savanlar yaygındır.

Ø Güneydoğu ve Doğu Asya da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam, Endonezya, Doğu Çin, Kore, Filipinler,
Ø Avustralya’nın kuzeybatısı,
Ø Güneydoğu Afrika da görülür. Madagaskar’ın doğusunda,
Ø Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür.

Orta Kuşağın karışık ormanları


ØOrta kuşak okyanusal İklim bölgesinde görülen bitki örtüsüdür. Bu ormanlar geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçların bir arada bulunduğu bitkilerdir.
Ø Yıllık yağış miktarı 1000- 1500 mm civarındadır.
ØAğaç türü, sayısı ve ağaçların büyüklükleri bakımından da ekvatoral ve muson ormanları kadar zengin ve büyük değildirler.

ØBatı Rüzgârları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür. Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında,
ØYurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir.
ØKuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında,
ØAvustralya’nın doğusunda, Yeni Zelanda’da,
Ø Afrika’nın güneyinde,
Tayga Ormanları

Ø Orta kuşakta karasal iklimin sert özellikte görüldüğü ve yağışın bol olduğu nemli alanlarında görülen ormanlardır.
Ø Bu iklimde kışlar çok sert geçtiği için ağaçlar soğuğa dayanıklı yaprak dökmeyen iğne yapraklı ağaçlardır.
Ø Yağışın çoğu yazın düşer. En az yağış kışın düşmektedir ve kar şeklindedir. Kışların aşırı soğuk olması nedeniyle havadaki nem miktarının azalması ve yüksek basıncın etkisi yağışları azaltır. Yaz mevsiminde havanın ısınması nedeniyle oluşan termik kaynaklı alçak basınçlar konveksiyonel karakterde yağışların oluşmasını sağlar.
ØYıllık yağış ortalaması 500–600 mm civarındadır

Ø Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür.
Ø Orta ve doğu Avrupa
Ø Asya’nın kuzeyi(Kuzey Çin’de, Mançurya’da, Rusya’da, Orta Sibirya’da görülür.)
Ø ABD nin kuzeyinde ve Kanada’da,.
Ø Yurdumuzda ise Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum –Kars Bölümünde görülür.








Makiler

Ø Makiler yaz kuraklığına dayanıklı kısa boylu bodur ağaç ve çalılardan oluşan ( yabani zeytin, defne, kocayemiş, mersin, keçiboynuzu, sandal, zakkum, akçakesme, kermez meşesi, Süpürge çalısı, taş meşesi, bodur ardıç vb.) Akdeniz iklimin doğal bitki örtüsüdür.
Ø Maki yaz kuraklığına dayanıklı bitkiler olup kış soğuklarına fazla dayanıklı değildir. Yaprakları kalın, güneşe dönük yüzleri parlak, terlemeyi sağlayan stomaları az ve küçük olması ile suyu iktisatlı kullanarak yaz kuraklığına dayanır.
Makiler genelde kızılçam ormanlarının yok edildiği yerlerde oluşurlar ve genelde kıyıda 500–800 m yukarılara kadar çıkabilir.


Ø Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler ( Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.),
Ø Avustralya’nın güneybatısı,
Ø Güney Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi,
Ø Şili’nin orta kesimleri,
Ø Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.
En geniş anlamıyla 30–40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyılarında görülür.
Savanlar

Ø Tropikal iklim bölgesinin bitki örtüsüdür.
Ø Savanlar uzun süre yeşil kalan, gür ve uzun boylu ot topluluklarıdır.
Ø Savan bitki örtüsü içinde ağaçlar ve ağaç kümeleri görülür. Genelde buralarda ki ağaçlar kurakçıl veya kuraklığa dayanıklı türlerdir.
Ø Akarsu boylarında ise galeri ormanları görülür. Galeri Ormanları: Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50–100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır.
Ø Kurak geçen dönemlerde ağaçlar yapraklarını döker.
Ø Güneş ışınlarının dik geldiği yaz döneminde konveksiyonel yağışlar görülür, Kış aylarında Subtropikal yüksek basıncın (DYB) etkisinde kaldığından kış kuraklığı belirgindir. Bu nedenle yazı yağışlı kışı kuraktır. Yıllık yağış miktarı 1000–1500 mm arasındadır.
ØYağış grafiği birbirinin tersidir. Yağışlar güneş ışınlarının dik olarak geldiği dönemde daha fazladır KYK de Haziran, GYK de Aralık ayında yağış daha fazladır.

Ø Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında görülür (10–20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)
Ø Güney ve Orta Afrika, (Sahra Çölü ile Ekvatoral Afrika arasında) Sudan,
Ø Güney Amerika‘da Brezilya’da, Venezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir.
Ø Orta Amerika
Ø Kuzey Avustralya’da,
Ø Madagaskar’ın batısında görülür.

Bozkır ( Step)

Ø Bitki örtüsü ilkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz başlarında kuruyan küçük boylu ot topluluğudur. Buna step (bozkır) bitki örtüsü denir. Steplere Kuzey Amerika’da preri, Güney Amerika’da pampa adı verilir.
Ø Bozkır bitki örtüsü içinde geven, deve dikeni, gelincik, çoban yastığı gibi bitkiler yer almaktadır.
Ø Step ikliminde yağış miktarı orman gelişimi için yeterli değildir.
Ø Bu iklimin etki alanlarından akarsu boylarında şeritler halinde kavak ve söğütler yaygındır.
Orta kuşak tipinde kar yağışları ve don olayı görülür nem oranı düşüktür yağış rejimi düzensizdir. İnsanlar tarafından ağaç kesilerek, yakılarak ormanların ortadan kaldırılması sonucunda oluşan bozkırlara ANTROPOJEN BOZKIR denir. Bu tür bozkırlar, ormanların tahrip edilmesi sonucunda ortaya çıktığından-böyle alanlarda-yer yer orman ağacı topluluklarına rastlanır.

Ø Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür.
Ø Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür.
Ø Yurdumuzda ise Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum –Kars Bölümünde görülür.
Ø Gece ile gündüz yaz ile kış arasında büyük sıcaklık farkının görüldüğü kara içlerine gidildikçe bu fark şiddetlenerek artar.



Çayırlar

Ø Orta kuşakta karasal iklim bölgesinin yarı nemli sahalarında ve yüksek dağlarda orman ve ağaç yetişme üst sınırının üstende görülen ve yaz boyu yeşil kalan ve bozkırlardan daha uzun boylu bitki örtülerine çayır denir.
Ø Yazları serin ve yağışlı geçmesi otların kurumasını önleyerek yeşil kalmalarını ve uzun boylu olmalarını sağlamaktadır.
Ø Bunların orman üst sınırından sonra görülenlere dağ çayırları denir.


Bu bitkiler Sıcak ve ılıman bölgelerde yüksek dağlık sahalarda sıcakların ağaç yetişmeye yetmediği yüksek kesimlerinde, Ayrıca yazı yağışlı karasal alanlarda görülmektedir.
Ayrıca soğuk karasal iklimde yazı yağışlı alanlarda yağışın nispeten az olduğu sahalarda, ABD’nin KD. Kanada’da, Kuzey Çin’de, Rusya’da,
Orta Sibirya’da görülür.

Tundra

Ø Tundra iklim bölgesinde düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardan oluşan bitki topluluğudur.
Ø Yıllık yağış miktarı 200–250 mm civarındadır. Kışlar çok soğuk ve uzun geçer. Toprak kış aylarında donmuş haldedir. Yaz aylarında toprağın üst kısımlarında çözülmeler görülür ve oluşan bataklıklarda tundra adı verilen sezonluk ot ve çayır türü bitkiler yetişir.
ØTundra kutba en yakın bitki örtüsüdür.

Ø Yaklaşık olarak 70–80 enlemleri çevresinde görülür.
Ø Asya’da, Sibirya
Ø Avrupa’da, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde,
Ø Kuzey Amerika’da Kanada’nın kuzey kısımlarında,
Ø Güney Amerika’nın güney kısımlarında görülür.
Ø Güney yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan kaplamasıdır.

Çöl Bitkileri


Ø Kum örtüleri altında veya kayalıklardan oluşan bu bölgelerde yıllık yağışlar yok denecek kadar azdır. ( 200 mm nin altında)
Ø Buralarda bitkiler çok seyrektir. Kuraklığa uyum sağlamış olan kurakçıl kaktüsler, otlar ve çalılardan oluşur.
Ø Bu bölgelerde kuraklığa en iyi uyum sağlamış bitkiler, gövdesinde çok miktarda su biriktirebilen kaktüslerdir. Üzerlerindeki küçük dikenler, bitkinin ısı kaybını azaltmaktadır.
Ø Ayrıca yeraltı sularının yüzeye çıktığı yerlerde vahalar oluşmuştur.


Ø Afrika’nın kuzeyi (Büyük sahra), Kalahari, Namib çölleri, Afrika’nın güney batısındaki Namib ve Kalahari çölleri,
Ø Ortadoğu’da Necef Çölü, Suriye çölü, Arabistan yarım adası, Basra körfezi çevresi,
Ø Hindistan’ın kuzeybatısı (Tar çölü),
Ø Orta Asya’da Gobi, Taklamakan, Kara kum, Kızıl kum Çölleri,
Ø Avustralya’nın iç kısımları ve batısı, Gobbon ve Gibson, Büyük kum, Victoria çölleri
Ø Güney Amerika’daki Patagonya Atacama, Peru çölleri K. Amerika’daki Arizona, Gila, Meksika, Sanaron çölleridir.

ETKİNLİK: Şekildeki iklim grafiklerini inceleyerek hangi iklim bölgesine ait oldukları ve bitki örtülerini yazınız.

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin grafiğidir. Bitki örtüsü makiler olup yükseklerde ormanlar görülür.






Yazları yağışlı, kışları kurak olan ancak yıl boyu sıcak olan tropikal iklimin grafiğidir. Buralarda savan bitkileri yer alır. Ayrıca akarsu boylarında Galeri ormanları görülür.







Yazları sıcak kurak kışları soğuk karlı yağışa sahip karasal iklim ( Step) grafiğidir. Bu iklimde azami yağışlar ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu iklimin bitki örtüsü bozkırlardır. (step)








Bu grafik yıl boyu sıcak ve yağışlı olan ekvatoral iklimin grafiği olup, bu iklimin bitki örtüsü ekvatoral ormanlardır.





Etkinlik: 1-Bitkilerin Ekvatordan Kutuplara doğru farklı kuşaklar oluşturmasının nedenleri nelerdir?
Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık ve yağış şartları birbirinden farklı iklim kuşakları bulunmaktadır. Her bitkinin kendine has bir iklim isteği özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. Bu nedenle bitkiler kuşaklaşma gösterir.
2- Bitkilerin yükseltinin artması ile aşağıdan yukarı doğru farklı kuşaklar oluşturmasının nedenleri nelerdir?
Atmosferde alçaklardan yukarı doğru çıkıldıkça sıcaklık azalmaktadır. Bundan dolayı yukarılara doğru sıcaklık isteği az ve soğuğa dayanıklı bitkiler, ayrıca yukarı doğru yağış arttığı için suyu nemi seven bitkiler yukarılara doğru sıralanacaktır. Bu nedenle aşağıda sıcaklık isteği fazla ve su isteği az bitkiler bulunurken, yukarıda soğuğu seven ve dayanıklı ve su isteği bitkiler kümeleşir.
Nüfus ve Nüfus Sayımları ve Nüfusun Önemi
Etkinlik Çalışması: (S–56)
Nüfus

Nüfus miktarı
Erkek nüfusu

22.200.000
Kadın nüfusu

21.800.000
Kır nüfusu

24.000.000
Kent nüfusu

20.000.000
Çalışan Nüfus

15.000.000
Çalışmayan Nüfus

29.000.000
Okur- yazar Nüfus

39.600.000

1- Okuma -Yazma bilmeyenlerin sayısını bulunuz.
22.200.000 + 21.800.000 = 44.000.000 ( Toplam nüfus)
44.000.000 – 39.600.000 = 4.400.000
2- Çalışan ve çalışmayan nüfusu göz önünde bulundurarak işsizlik oranını bulunuz.
44.000.000 nüfusun 29.000.000 milyonu çalışmamaktadır. Bu nüfusun % 65,9 unun çalışmadığını ortaya koyar.
3- Bu ülkede nüfusun % 54. 5 i kırsal kesimde yaşamaktadır. Nüfusun çoğunun kırsal alanda yaşadığı ülkelerde halkın en temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ancak kır nüfusu ile kent nüfusu arasındaki farkın fazla olmaması bu ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ortaya koyar. Bu ülkelerde tarım ve hayvancılık ana geçim kaynağı olmakla birlikte sanayim ve hizmetler sektörlerinin de gelişmekte olduğu ve nüfusun yavaş yavaş bu sektörlere kaymaya başladığı da söylenebilir.
Etkinlik Çalışması:

20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları

Modern nüfus sayımlarının amaçları

* Asker sayısını belirlemek,
* Vergi yükümlülerini belirlemek
* Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,
* Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması,



* Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma seferberliğine başlanması,
* İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,
* Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,
* Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,
* Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması,
* Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,
* Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak,
* Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,


Dünya Nüfusunun Tarihsel değişimi Ve Artışı Değişimi
Hazırlık çalışmaları:
1- Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır?
2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir.2006- 6.644.000.000(Kasım)
2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir?
Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar. 2- Ölümler, 3- Göçler, 4- Ülkenin sınırlarındaki değişiklikler.
II. SAAT: Etkinlik Çalışması:
Yıllar

Dünya nüfusu
1000

310 milyon
1250

400 milyon
1650

500 milyon
1700

610 milyon
1750

790 milyon
1800

980 milyon
1850

1.260 milyar
1900

1.650 milyar
1910

1.750 milyar
1920

1.860 milyar
1930

2.070 milyar
1940

2.300 milyar
1950

2.520 milyar
1960

3.020 milyar
1970

3.700 milyar
1980

4.440 milyar
1990

5.270 milyar
2000

6.060 milyar
1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir?
1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı o1muştur.
Dünyada özellikle 1800 yılından sonra dünya hızlı bir nüfus bir artış dönemine girmiştir. Dünyada nüfus on bin yıldır artışını sürdürmektedir. En fazla nüfus artışı son 200 yılda olmuştur. Halen dünya nüfus artışı sürmektedir.

2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen yavaşlamanın nedenleri nelerdir?
Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun öncesinde 1914- 1918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın 1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II. Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâhaltında oluğu evlilikler azalmış ve savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır.

3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine girmesinin nedenleri nelerdir?
1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması, Beslenme düzeyinin artması)
2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması),
3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.
4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması,
5- Güvenli ve yeterli su imkânlarının artması,
Etkinlik Çalışması:
1- Dünya nüfusu ile ilgili verilen tahminler gerçekleşebilir mi?
Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan nüfus artışının düşük olması hatta bazı ülkelerde yaşanan nüfus gerilemesi, bazı gelişmiş ülkelerin nüfus artışı için çabalara girmiş olması ( Örnek: Rusya 2. çocuktan sonrası için çocuk başına 9000 dolar ailelere yardım, ayrıca ilk etapta da Rusya dışındaki 300.000 Rus’un ülkeye getirilmesi için çaba sar etmektedir. Yine Dünyada en iyi nüfus kontrolü nüfusu en çok olan Çin’ de yapılıyor olması) tahminlerin gerçekleşebileceğini göstermektedir.

2-Gelecekte dünya nüfusu nasıl bir seyir gösterecektir?
Gelecekte dünya nüfusu bu günküne göre daha yavaş ve planlı bir şekilde artacaktır. Bu da artışta bir yavaşlamaya neden olacaktır.
Dünya nüfusunun yıllık artış hızı 1950–1968 arasında ölüm oranının düşmesi nedeniyle 1965’de maksimum noktaya ulaşmış, yüzde 2.06’lık bir hızla 33 yılda dünya nüfusu iki katına çıkmıştır. Bu hız 1995’de yüzde 1.57’ye düşmüştür. 30 yıllık bu yavaşlama bütün dünya nüfusunun değişim sürecinin ikinci evresine girdiğinin yani yavaşlama dönemine girdiğinin göstergesidir.

3- Gelecekte dünya nüfusunu en çok etkileyecek ülkeler hangi gelişme düzeyindedir?
Bunda en çok gelişmekte olan ülkeler etkili olacaktır. Çünkü şu anda artışta en büyük paylar bunlara aittir. Gelecekte hızlı artışın devam edip etmemesi bu ülkelerin nüfus artışlarının düzeyleri ile belli olacaktır. Eğer bunlar nüfus planlamasına daha erken ve daha sıkı şekilde girerse yavaşlama kısa sürede, tersinde ise daha uzun zamana yayılmasına ve dünyada nüfus probleminin daha büyük olmasına yol açacaktır.
Nüfus ülkeler için güç kaynağımıdır? Konulu beyin fırtınası yaptırılarak konu tamamlanacak.

Nüfusun Dağılışı ve Bunu Etkileyen Faktörler( Dünyada nüfusun alansal dağılışı)
Etkinlik Çalışması: Dünya nüfus dağılışı haritası incelenerek aşağıdaki sorular cevaplandırılacak:
1- Haritada oklarla gösterilen alanlarda nüfusun seyrek veya sık nüfuslu olansın nedenlerinin açıklanması;
A- Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.

B- Batı Avrupa: Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve tarıma elverişlidir.
Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir.

C- Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.

D-Güneydoğu Asya: Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır.

E- Kutup Bölgesi- Antarktika: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur.

F-Sahra Çölü: Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.

2- Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler etkili olmuştur.
Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika,

3-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir?
Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler sınırlıdır. Denizden uzaklaşıldıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç kesimlerde nüfus daha seyrektir.

4-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur:
Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.
Nil Havzası: Orta kuşakta yer alıp daha çok ılıman karakterli iklimlerin etkisindedir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil hayat verir.
Bu yüzden çok sık nüfusludur.

Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:
A- Sık Nüfuslanmış Yerler: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.
Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.
Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo­ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.
Güney ve batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.
B- Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.
Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar9
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.
C-Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.
Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.
Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.
Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür
Yıllar

Kıtalar
Afrika

Asya

Avrupa

Amerika

Okyanusya

Dünya(Toplam)
1750

106

502

163

18

2

791
1800

107

635

203

31

2

978
1850

111

809

276

64

2

1262
1900

133

947

408

156

6

1650
1950

221

1402

547

339

13

2522
1960

276

1628

661

439

16

3020
1970

377

2050

720

532

19

3698
1980

492

2518

778

628

23

4439
1990

657

3018

798

769

27

5269
2000

811

3554

809

853

31

6059
2005

897

3800

805

875

33

6410
Yılara göre nüfusun kıtalara dağılışı ( Milyon kişi)

Etkinlik Çalışması: Aşağıdaki Soruları tablodaki verilere göre cevaplandırınız.
1–1750- 1050 yılları arasında nüfusu en çok artış gösteren kıtalar hangileridir.
Asya ve Avrupa Kıtalarıdır. Bu kıtalar sayıca en çok artışı göstermiştir. Bunun nedenleri Asya kıtasındaki yüksek doğum oranları, Avrupa’da ise sanayi inkılâbından sonra insan yaşam düzeyleri ve sağlık şartlarında meydana gelen iyileşmeler ve ortalama ömrün uzamasıdır.
2-Amerika kıtasında nüfus hangi yıllar arasında önemli bir değişme göstermiştir?
En yüksek artışlar1900- 1950 yılları arasında olmuştur. Bunun nedenleri ise Güney Amerika ülkelerinde meydana gelen yüksek doğum oranları ile kıtanın diğer kıtalardan almış olduğu yüksek sayılardaki göçerdir.
3–1750–1900 yılları arasında Avrupa kıtasında nüfusun önemli bir şekilde artış göstererek değişim yapmasının nedenleri nelerdir?
Sanayi inkılâbın bu kıtada ortaya çıkması ve bunun sonucunda başlayan ekonomik gelişmeler, teknolojik gelişmeler ve sağlık ve yaşam koşullarının iyileşmesi sonucu ömrün uzamasıdır.

4–1960 yılından sonra tüm kıtalarda meydana gelen nüfus artışının ortak nedenleri nelerdir?
Bu dönemde tüm dünya genelinde nüfus arışının genel nedeni insanlığın yaşam düzeyinin ilerlemesi ve ömrün uzamasıdır. Paleolotik ve Neolitik dönemde ortalama insan ömrü 30 yıl civarında iken; Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu yıllarda başlayan ölüm hızının düşmesi gelişmekte olan ülkelerde günümüzde hızla devam etmektedir. Gelişmemiş ülkelerde 1950–1990 arasında çocuk ölümleri üçte iki oranında azaldı. 41 yaşı bulmayan ömür süresi 60 yıla çıktı. Gelişmiş ülkelerde bir asırda varılan bu noktaya üçüncü dünya 40 yılda geldi. Bu da dünya genelinde ömrün uzaması ve nüfusun daha fazla artmasına neden olmaktadır.
Asya kıtasının nüfusu son 50 yıl içinde iki katına çıkmıştır. Bu kıta dünya nüfusunun % 58 lik kısmını barındırmaktadır. Bu kıtada henüz doğum oranları oldukça yüksektir.
Avrupa kıtasında ise nüfus artışı Asya kıtası kadar değildir. Hatta bu kıtada nüfus düşme eğilimindedir. Bunun en büyük nedeni kıtadaki doğum oranının az olmasıdır.
Etkinlik Çalışması:



















1- Dünya Nüfusu kıtalara göre farklı dağılım göstermesinin nedenleri nelerdir?
Bu kıtaların insan yaşamı açısından farklı doğal özelliklerden kaynaklanmakla birlikte, özellikle de son yıllardaki kıtalardaki doğum oranlarının farkından kaynaklanmaktadır. Eskiden beri yerleşme sahası olan ayrıca doğum oranları yüksek olan ve insan ömrünün de uzamasıyla Asya, Afrika, Güney Amerika’da hızlı bir artma yönünde değişim yaşanırken, buna karşılık Avrupa, Kuzey Amerika’da ise doğum oranları düşme eğiliminden dolayı farlılıklar yol açmaktadır. Karaların geniş yer tutması nedeniyle Dünya nüfusunun yarıdan fazlası Kuzey Yarımkürede yaşar.

2- Yoğun Nüfuslu ülkeleri siyasi harita ve nüfus yoğunluğu haritasından faydalanarak tespit ediniz.

Asya’da; Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Tayvan, Güney Kore, Kuzey Kore, Japonya, Filipinler, Pakistan, Vietnam, Tayland, Birmanya( Burma), Laos, Kamboçya, Nepal, Bhutan
Avrupa’da; İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ( Gröndland hariç), İtalya, Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Portekiz, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Çek Cum. Slovakya, Polonya vb.
Afrika’da; Güney Afrika, Sierra Leone, Liberya, Fildişi Sahili, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Senegal, Gine, Zambiya vb.
Amerika’da: A.B.D. doğu kıyıları ve batı kıyıları, Meksika, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Kostarika, Panama, Kolombiya, Venezuela, Brezilya doğu kıyıları,
Avustralya’nın güneydoğu kıyıları,



3- Nüfus artışının olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Tartışma

Nüfus artışı hızının az olması;
A- Nüfus sayısı azalır.
B- Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
C- İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
D- Ülkenin geleceği tehlikeye girer.

Nüfus artışı (artış hızının yüksek olması) olumlu etkilere de yol açabilmektedir.
A-Mal ve hizmetlere talep artar. B-Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar.
C-İşçi ücretleri düşer D- Vergi gelirleri artar.
E-Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır. F-Askeri açıdan savunmada önemlidir.

Nüfusun aşırı artması birtakım sıkıntılara neden olur.
1. Milli gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar. ( Milli gelirin azalması, demografik yatırımların artması)
2. İşsizliği arttırır.
3.Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırıp çalışanların yükünü artırır.
4. Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
5.Gelir dağılımındaki dengesizliği arttırır. ( Düşük gelirli ailelerde çocuk sayısı daha fazladır)
6- Kişi başına düşen milli gelir payı azalır.
7- Dengeli beslenmeyi zorlaştırır.
8- Eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerini aksatır, yetersiz kalmasına neden olur. Belediye hizmetleri zorlaşır.
9- Konut yetersizliği; çarpık kentleşme ve çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
10- Doğal kaynakların aşırı kullanımı ile doğal kaynaklar tez tükenir.
11- Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır.
Nüfus Artışında Etkili Olan Faktörler ( Dünyada Nüfus Artışı)
Hazırlık çalışmaları soruları cevaplandırılarak konuya başlanacak,
1- Dünyanın her yerinde nüfus artış hızı aynımıdır?
Aynı değildir. Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızları düşük iken, gelişmekte olan ülkelerde nüfus artışlarının hızları daha yüksektir.
2-Nüfus artışını etkileyen etmenleri araştırınız.
Nüfus Artışını Etkileyen Faktörler:
a) Doğurganlık ve ölüm oranları,
b) Göç hareketleri,
c) Sağlık alanındaki ilerlemeler(Aşılama, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması)
d) Beslenme imkânları,
e) Eğitim seviyesinin durumu,
f) Yaşam standartlarının yüksekliği (Gelir düzeyinin artması)
g) Nüfus planlaması çalışmalarının yapılma düzeyi,
h) Savaşların azalması,
i) Kadınların eğitim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması,
j) Ülke sınırlarındaki değişmelerdir.
Dünya nüfus artış oranları
Yıllar

Artış Oranları (%)
1950

1,47
1955

1,89
1960

1,33
1965

2,07
1970

2,07
1975

1,73
1980

1,69
1985

1,70
1990

1,58
1995

1,38
2000

1,22
2005

1,15
Etkinlik Çalışması:
1- Nüfus arştı Hangi yıllar arasında daha yüksektir?
1965- 1970 yılları arasında daha etkilidir.
2-Nüfus artış oranları hangi yıllardan itibaren düşmeye başlamıştır?
1975 li yıllardan sonra düzenli bir şekilde düşmeye başlamıştır.
3-En az artışlar hangi yıllar arasında olmuştur?
2000- 2005 yıllarda en az olmuştur.











Ülke

Doğum Oranı %0

Ölüm Oranı %0

Doğal artış
Çin

21

7

14
Hindistan

31

10

21
Fransa

13

10

3
Japonya

12

8

4
Kenya

47

10

37
Meksika

17

6

11
İngiltere

14

12

2
ABD

14

9

5
Türkiye
2004

19,1

6,2

12.9
1. Boşlukları doğal artış oranları ile doldurunuz.
2. Doğal artış oranı en yüksek ülke hangisidir. ( Kenya)
3. Doğal artış oranı en az olan ülke hangisidir? ( İngiltere)
4. En dengeli nüfus hangi ülkeye aittir? ( İngiltere)
Gelişmiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler.
Rusya’da Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İsveç’te kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.53 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Çin’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.82 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
ABD’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İngiltere’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Japonya’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.41 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Gelişmemiş ülkelerde bu oranlar ileri ülkelere göre yüksek olmakla beraber son yılarda önemli düşüşler olmaktadır. Bu ülkelerde doğurganlık oranı 1970 lerde 6,7 den, 2,6 ya kadar düşmüştür. Gelişmemiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler:
Zimbabwe’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı 3.28 çocuk (2001 tahmini) ,
Uganda’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı 6.88 çocuk (2001 tahmini),
Sudan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 5.35 çocuk
Somali’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk
Suudi Arabistan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 6.25 çocuk,
Honduras’ta kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 4.15 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
Türkiye’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek (2002 tahminleri), 2004 yılı için - 2,21

Etkinlik Çalışması:
1-Doğurganlık oranlarında düşüşün nedenleri nelerdir?
1- Eğitim seviyesinin artması,
2- Nüfus planlamasının yapılmaya başlanması,
3- Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması,
4- Sanayileşme ve kentleşmenin etkileri,
5- Kişi başına düşen milli gelir miktarının artması ve yaşam şartlarının iyileşmesi,
Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık h

 
     
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol